9 Mayıs 2011 Pazartesi

EDEBİYAT ORTAMI, MAYIS -HAZİRAN SAYISI -2011 ÖYKÜ YILLIĞI' NDAN...


KAVAK AĞACI

          Limon ağacının narin çiçeklerinin yaydığı ferahlatıcı kokunun eşliğinde çocukluğunun geçtiği bahçeye girdi. Etraf sessiz, hava güneşe rağmen serindi. Yaz yağmurunun yıkadığı çiçekler renkli gözleriyle bakıyorlardı ona. Mor menekşeleri, beyaz ve pembe açmış bahar dalını, yasemini, beyaz, kırmızı, sarı gülleri, aslanağzını ve akşam sefalarını çok severdi. Bahçenin bu kadar renkli ve güzel olması için uğraş veren kişi genelde babannesiydi. Ara ara o da arka taraftaki çeşmeye hortumu takıp çiçekleri sular, ona yardım ederdi. Babaanesi bahçeyle ilgilenirken bütün sıkıntılarını unutur, her çiçeğe ayrı ilgi gösterirdi. Onların solan yapraklarını koparırken üzülür, derdini sorar, bir eliyle de ayrılık acısını yaşayan diğer yapraklarını okşardı. Asmanın gölgelediği çardaktaki divana oturup, toprakla uğraşan, çiçekleriyle ilgilenen babaannesini izlemeyi severdi. İşte yıllar sonra içinin dalgalandığı bir zamanda babaannesinin huzurunun sebebi diye düşündüğü o güzel bahçeye tekrar gelmişti.

LinkWithin

Blog Widget by LinkWithin