GÖZLER AŞKI İNKAR ETMEZ Kİ !
" Gözlerin gözlerime değince
Felaketim olurdu ağlardım."
Atilla İlhan
Felaketim olurdu ağlardım."
Atilla İlhan
İşte o gün,
Gözlerinin gözlerime değdiği gün tanıştım "ah" larla
Gözyaşları geldiler ardından, zaman, mekan farkı olmadan.
Süzülür oldular yanaklarımdan, bana sormadan.
Sıcak bir yaz günü
Lakin rüzgar da varlığını hissettiriyor.
Tatlı tatlı salınarak sokakları geziyor,
Galiba birilerini arıyor,meftunlarını belki.
Belki de bir nebze olsun ferahlatmak için beni.
Pencerem açık, gözlerim, de.
Yine uykuyla yakalamaç oynadığım bir gecenin sonu.
Perde kımıldıyor önce rüzgarın nefesiyle
içim bir hoş oluyor,
Ardından sabah serinliği doluyor içeriye .
Esintiler dikilince karşıma cesurca
Yüreğimdeki ateş daha da alevleniyor
Yanıyorum; rüzgar okşadıkça usulca
Ruhum baştan çıkıyor önce
Biran evvel yataktan çıkıp rüzgarın kollarına bırakmak istiyorum kendimi.
Saatime bakıyorum; yine geç kalmışım.
Gecenin güne bir örtü olarak yaratıldığını, dinlenme amacıyla insana
sunulduğunu
Gönlüme kabul ettirip gözlerime söz geçirirsem, uykuyla da aramdaki ihtilafları
giderip
akdi imzalarsam böyle bir sorunum kalmayacak ama ...
"Bu akşam söz, erkenden görüşeceğiz. " diyerek yastığıma hızla kalkıyorum.
"İnanmıyorum sana ama hadi git, açık olsun yolun, yeşersin umudun " derken
bana
Pikeyi çekiyorum üzerine "Susss... " der gibi yastığıma
Kahvaltı yapacak vaktim yok, her zamanki gibi.
Olsa da farketmez ya,
Yol üstünden sıcak bir simit alırım belki ya da bir poğaça.
Aceleyle giyiniyorum.
Ev arkadaşım aynanın karşısında yine bir şeyler çiziyor yüzüne
Anlam katıyormuş kişiliğine,
Anlayamıyorum.
Herkeste bir maske
Gülüşler, sevgiler, sözler, herşey sahte.
Aynayla da ilişiğimi keseli çok oldu zaten.
Nedenini bilmesem de bakmak gelmiyor içimden
Tanımadığım bir sureti, tanımlayamadığım bir hüznü gördükçe ürküyorum
belki de.
Güneş eşyadaki tüm detayları sunarken bize, ışıl ışıl
Benim gözlerim de böyle ışıl ışıl parlardı bir zamanlar, neşe saçardı çevreye
0 ışıltıyı kim çaldı ?
İki dünyada affa layık mıydı ?
Yine aynı yol, aynı insanlar
Yürüyorum hızlı hızlı
Çok düşünüyorum yine bu aralar,
Sebebini bilmiyorum, ya da...
"Ben bende değilim . " derler ya , işte öyle bir hal.
Anlatamıyorum, anlayamıyorum.
Sonra, boşver diyorum, tasa etme,
Nasılsa seni senden iyi bilen ve ihtiyaçlarımı zamanı gelince veren bir Rahmet-i
Sonsuz'un kulusun.
Hem 0 'nun istihkakından önce, daha baştan lütfeden , Kerem Sahibi olduğunu,
sahibin olduğunu biliyorsun.
Arabalar aralıksız kornalarına basıyorlar
Yolun ortasındayım, adamlar bağırarak bir şeyler söylüyorlar ama duyamıyorum ki,
düşüncelerimden sıyrılarak.
Sonra ne önemi var , boşver, yürü ve geç diyorum yine kendime
"Yasa ve geç! " diyor bir dostum,
"Mülk senin değil; kaldıramaz bu yükü omuzun "
Vicdanını polis eyle, kulaklarını tıka eleştiriye
Cevap verme hatta muhatap bile kabul etme .
Hesap vermek zorunda olduğun bir yer var ve orası da burası değil.
Artık bunaltıyor insanlar beni
Yalancılar tutmuş heryeri
Ne çok insan sureti taşıyan var ?
Peki ya kamili ?
Hani suretinin yanında insan vasfına haiz sireti, insan-i kamil dedikleri ?
"Yalnızlığına kaç dostum , yalnızlığına kaç! " diyor ya, her zaman değil ama
bazen dinlemek
gerekiyor galiba Nietczhe 'yi.
Gönlüm nefes almak istiyor;
Başımı kaldırıp göğe, o eşsiz maviye dikiyorum ruhumun pencerelerini
Uçsuz bucaksız bir okyanus sanki
Sakinliği insana dinginliği, huzuru öğütlüyor gibi
Galiba bir bu sese kulak vermeli;
Örnek almalı, güneşi, ayı, bütün evreni,
Hiçbiri aksatmıyor vazifesini.
Tek bir Kudret kaleminden çıktıkları belli.
İnsan da aynı kalemin çizgisi, artısı var hatta ; ruhu bir de iradesi.
Arzın halifesi niye mutsuz peki ?
Sorun , gerçeği idrak edememesi mi,
İstikameti bırakıp ifrat tefrit üzere gitmesi mi ?
"Çözümün bir parçası değilseniz ,sorunun parçasısınızdır. " diyor düşünen kişi
Hayat; güzeldir , güzel görene.
Lezzetlidir, güzel düşünene
Çevrene bir bak, ölümsüzlüğün senfonisini dinle.
İçimden yükselen hakikatin çığlığını duymalıyım,
Emir ve yasaklara uymalıyım
Biriktirmeyi bırakmalı, yaşadıklarımı unutmalıyım.
Zaman ırmağı hızla akıyor, içinde yıkanmalıyım
Hep "-meli, -malı" kipleri
Gereklilik bildiriyor sürekli
Ama zehir saçan o gözleri unutmak kolay değil ki!
Yine de insan cesurca ,
"Gözlerin gözlerime değince
Felaketim olurdu, ağlardım " diyebilmeli
Dil ikrar etmese de , gözler aşkı inkar etmez ki!
"Aşk , rüyaların en tatlısıdır."
Ama simdi uyanmak vakti, masada işler birikti.
HANDAN GÜLER
Gözlerinin gözlerime değdiği gün tanıştım "ah" larla
Gözyaşları geldiler ardından, zaman, mekan farkı olmadan.
Süzülür oldular yanaklarımdan, bana sormadan.
Sıcak bir yaz günü
Lakin rüzgar da varlığını hissettiriyor.
Tatlı tatlı salınarak sokakları geziyor,
Galiba birilerini arıyor,meftunlarını belki.
Belki de bir nebze olsun ferahlatmak için beni.
Pencerem açık, gözlerim, de.
Yine uykuyla yakalamaç oynadığım bir gecenin sonu.
Perde kımıldıyor önce rüzgarın nefesiyle
içim bir hoş oluyor,
Ardından sabah serinliği doluyor içeriye .
Esintiler dikilince karşıma cesurca
Yüreğimdeki ateş daha da alevleniyor
Yanıyorum; rüzgar okşadıkça usulca
Ruhum baştan çıkıyor önce
Biran evvel yataktan çıkıp rüzgarın kollarına bırakmak istiyorum kendimi.
Saatime bakıyorum; yine geç kalmışım.
Gecenin güne bir örtü olarak yaratıldığını, dinlenme amacıyla insana
sunulduğunu
Gönlüme kabul ettirip gözlerime söz geçirirsem, uykuyla da aramdaki ihtilafları
giderip
akdi imzalarsam böyle bir sorunum kalmayacak ama ...
"Bu akşam söz, erkenden görüşeceğiz. " diyerek yastığıma hızla kalkıyorum.
"İnanmıyorum sana ama hadi git, açık olsun yolun, yeşersin umudun " derken
bana
Pikeyi çekiyorum üzerine "Susss... " der gibi yastığıma
Kahvaltı yapacak vaktim yok, her zamanki gibi.
Olsa da farketmez ya,
Yol üstünden sıcak bir simit alırım belki ya da bir poğaça.
Aceleyle giyiniyorum.
Ev arkadaşım aynanın karşısında yine bir şeyler çiziyor yüzüne
Anlam katıyormuş kişiliğine,
Anlayamıyorum.
Herkeste bir maske
Gülüşler, sevgiler, sözler, herşey sahte.
Aynayla da ilişiğimi keseli çok oldu zaten.
Nedenini bilmesem de bakmak gelmiyor içimden
Tanımadığım bir sureti, tanımlayamadığım bir hüznü gördükçe ürküyorum
belki de.
Güneş eşyadaki tüm detayları sunarken bize, ışıl ışıl
Benim gözlerim de böyle ışıl ışıl parlardı bir zamanlar, neşe saçardı çevreye
0 ışıltıyı kim çaldı ?
İki dünyada affa layık mıydı ?
Yine aynı yol, aynı insanlar
Yürüyorum hızlı hızlı
Çok düşünüyorum yine bu aralar,
Sebebini bilmiyorum, ya da...
"Ben bende değilim . " derler ya , işte öyle bir hal.
Anlatamıyorum, anlayamıyorum.
Sonra, boşver diyorum, tasa etme,
Nasılsa seni senden iyi bilen ve ihtiyaçlarımı zamanı gelince veren bir Rahmet-i
Sonsuz'un kulusun.
Hem 0 'nun istihkakından önce, daha baştan lütfeden , Kerem Sahibi olduğunu,
sahibin olduğunu biliyorsun.
Arabalar aralıksız kornalarına basıyorlar
Yolun ortasındayım, adamlar bağırarak bir şeyler söylüyorlar ama duyamıyorum ki,
düşüncelerimden sıyrılarak.
Sonra ne önemi var , boşver, yürü ve geç diyorum yine kendime
"Yasa ve geç! " diyor bir dostum,
"Mülk senin değil; kaldıramaz bu yükü omuzun "
Vicdanını polis eyle, kulaklarını tıka eleştiriye
Cevap verme hatta muhatap bile kabul etme .
Hesap vermek zorunda olduğun bir yer var ve orası da burası değil.
Artık bunaltıyor insanlar beni
Yalancılar tutmuş heryeri
Ne çok insan sureti taşıyan var ?
Peki ya kamili ?
Hani suretinin yanında insan vasfına haiz sireti, insan-i kamil dedikleri ?
"Yalnızlığına kaç dostum , yalnızlığına kaç! " diyor ya, her zaman değil ama
bazen dinlemek
gerekiyor galiba Nietczhe 'yi.
Gönlüm nefes almak istiyor;
Başımı kaldırıp göğe, o eşsiz maviye dikiyorum ruhumun pencerelerini
Uçsuz bucaksız bir okyanus sanki
Sakinliği insana dinginliği, huzuru öğütlüyor gibi
Galiba bir bu sese kulak vermeli;
Örnek almalı, güneşi, ayı, bütün evreni,
Hiçbiri aksatmıyor vazifesini.
Tek bir Kudret kaleminden çıktıkları belli.
İnsan da aynı kalemin çizgisi, artısı var hatta ; ruhu bir de iradesi.
Arzın halifesi niye mutsuz peki ?
Sorun , gerçeği idrak edememesi mi,
İstikameti bırakıp ifrat tefrit üzere gitmesi mi ?
"Çözümün bir parçası değilseniz ,sorunun parçasısınızdır. " diyor düşünen kişi
Hayat; güzeldir , güzel görene.
Lezzetlidir, güzel düşünene
Çevrene bir bak, ölümsüzlüğün senfonisini dinle.
İçimden yükselen hakikatin çığlığını duymalıyım,
Emir ve yasaklara uymalıyım
Biriktirmeyi bırakmalı, yaşadıklarımı unutmalıyım.
Zaman ırmağı hızla akıyor, içinde yıkanmalıyım
Hep "-meli, -malı" kipleri
Gereklilik bildiriyor sürekli
Ama zehir saçan o gözleri unutmak kolay değil ki!
Yine de insan cesurca ,
"Gözlerin gözlerime değince
Felaketim olurdu, ağlardım " diyebilmeli
Dil ikrar etmese de , gözler aşkı inkar etmez ki!
"Aşk , rüyaların en tatlısıdır."
Ama simdi uyanmak vakti, masada işler birikti.
HANDAN GÜLER
2 yorum:
Sayın Bahar gelsin,
Gözler asla yalan söylemez yeter ki bakan gözler kaypaklık yapmasın.
Muazzam bir şiir eliniz kolunuz dert görmesin.
Sevgi ve saygılar
sayın haykırış iltifat etmişsiniz teşekkür ederim ben öykü gibi kaleme almıştım yıllar önce ve bir yarışmaya göndermiştim 3000 yazı arasından deneme dalında ödül aldı bu yazı doğrusu kimi şiir diyor kimi düz yazı yarışmada proflardan oluşan jüri deneme dedi bence bir öykü bir anlatı:))
doğru gözler kaypaklık yapmamalı
linke gitme okuma ve
yorum yazma zahmetiniz için de ayrıca teşekkürler
Yorum Gönder