İşitin ey yarenler aşk bir güneşe benzer Aşkı olmayan kişi misali taşa benzer Taş gönülde ne biter dilinde ağu tüter Nice yumşak söylese sözü savaşa benzer Aşkı var gönlü yanar yumuşanır muma döner Taş gönüller kararmış sarp kah kışa benzer
16 Aralık 2009 Çarşamba
SADIK YALSIZUÇANLAR'LA ANADOLU MAYASI-6 SİZLERLE!
BİR HATIRLATMA...BİR ÖYKÜ...
ANADOLU MAYASI'NIN YAPIMCISINDAN Pendik konferansları devam ediyor...İstanbul'lular...Farkında mısınız?
Tarih : 17 Aralık 2009
Yer : Mehmet Akif Ersoy Sanat Merkezi
Saat : 19:00
SADIK YALSIZUÇANLAR'DAN ÇARPICI BİR ÖYKÜ:
SES VE UMUT MASALI
Adam, dağda bir kovukta yaşıyordu. Bir sabah uyandı ve kendisi
gibi binlerce insanın dağda yaşadığını farketti. Çok geçmedi yer
sallandı. Dağ yarıldı, insanları birer birer yutmaya başladı.
Adam korktu. Sıra kendisine gelmek üzereydi. Elindeki
emanete baktı. İçinde, hayatını anlatan bilgilerin bulunduğu
bir sandukaydı bu. Sımsıkı sarıldı. Yarık büyüyordu. Az
sonra kendisini de yutacaktı. Bir ses duydu: 'Emanetini
sahibine ver!' Daha sıkı sarıldı ona. Tekrar duydu sesi:
'Onu koruyamazsın, sahibine ver!' 'Hayır!' diye bağırdı
sarsıntıya.
Sesi gürültüde kayboldu. Tekrar duydu sesi: ' 'Onu
koruyamazsan kendini de yitirirsin, sahibine ver!' 'Vermem'
dedi. 'Kendini ateşe atıyorsun!' 'Hayır, vermeyeceğim!'
'İnatçılığı bırak, senin değil, sahibine ver!' 'Ondan ayrılamam'
diye bağırdı, 'ölsem de ayrılamam.' Sımsıkı sarıldığı şeyin
ağırlaştığını farketti sonra. Bastığı yer yarılmaya başlamıştı.
Kendisinden önce toprağın yuttuğu insanlara baktı. Ürperdi.
'Aman Allahım, ne korkunç bir şey bu!' dedi. Tekrar sesi
duydu: 'Aptallık etme, ver onu ve kurtul!' Kararsız bir halde
birkaç dakika bekledi. Göğsünün sol yarısından bir ses
geldi: 'Onu dinlemelisin.' Onu dinledi. Elindekini uzattı.
Kuş gibi hafiflediğini hissetti. Ses, bir ip uzattı kendisine.
Tutundu ona. Göğe yükseldikçe büyüyordu.
Aşağı baktı, her şey küçülüyordu.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
4 yorum:
Sadık Yalnızuçarı sonunda görebildim gerçi tüyapta karşılaşmayı çok istemiştim ama olmadı... Gerçi adamı pendikten çıkarmıyorsunuzki biraz da karşıya gönderin :):)
eeee şanslıymışsın mehmetadin görmüşsün işte:))biz ankara gibi kültüre uzak bir bozkırda o kadarcık nimetten de mahrumuz:((
belediyenden talepte bulun davet etsinler yazarımızı...pendik çağırmış demek ki oraya gitmiş:))
hem insanlar ilim öğrenmek içn diyar diyar gezmişler zamanında sen de karşıya geçiver :))
ilim ilim bilmektir
ilim kendin bilmektir
sen kendini bilmezsen bu nice okumaktır demek geldi içimden tabi öncelikle kendime:))kitap yüklenen merkeplerden olmamak duası ile...ziyaretin için teşekkür ederim:))
:) Handan hanım burdan pendiğe gitmek İstanbuldan Ankaraya gitmek kadar zor :) Hadi gittim dönüşü problem..:)
Sadık beyi bende çağıracam inş artık gelir mi bilemem :)
:))sevabı çok olur işte:))
işin espirisi bir yana durum vahim galiba
kardeşim esenlerden maltepe üniversitesine master için her akşam arabasıyla 2.5 saatte gidiyormuş az önce köprüde dur kalk yapıyorum diyordu:((
pendik'e o da gitmek istiyor ama dediğinizi söylüyor ankaraya gelinir pendike gidilecek yere:)napalım kitaplarıyla yetineceğiz artık:))
Yorum Gönder