4 Ekim 2009 Pazar

SEN VAR MIYDIN YA DA BEN NEREDEYDİM ZAMANIN KOLLARINDA...


ELVEDA…

Biz seninle hiç yürümedik elele.
Bakmadık güneşe, bulutlara, yeşile farklı bir gözle.
Kırlara gitmedik, sınırsızca koşabileceğimiz.
Papatya falı için koparmadık çiçekleri.
Adımızın baş harflerini kazıyıp kalp içine aldığımız bir ağacımız yoktu hiçbir şehirde.
Boğazı seyretmedik, kaybolmadık dalgaların huzurlu serinliğinde, el sallamadık geçen gemilerde uzaklara gidenlere.
Uludağ’a gidip kayak yapmadık hafta sonu tatillerinde.
Teleferikle çıkmadık yükseklere, şehri seyretmek için İzmir’de.
Zeytinin yağlısını yemedik Muğla’da, Edremit’te.
Denizin mavi sonsuzluğuna bırakmadık kendimizi Marmaris’te, Bodrum’da, Antalya’da.
Kumsalda mehtabı seyretmedik gecenin ılık rüzgarıyla.
Yalnızlığın koynunda yattık sabahlara kadar, kitapları yastık, ders notlarını yorgan bildik.
Uykusuz gözlerle dolaştık ortalarda, sınavlara girdik çıktık bolca.
Gülleri koklayıp kurutmadık sayfalar arasında.
Şiirler okumadık gözgöze.
Soru çözdük, sorun çözdük, bir aşkı çözemedik biz seninle.
Yüreğin çığlık atarken gözlerime, sessizdin yine, akarken ince bir sızıyla gönülden gönüle, kapadık algılarımızı gerçeğe önce.
Sen benim saçlarımı okşamadın hiç, kokusunu duymadın.
Papatyalardan taç yapıp takmadın baharda, solup gitti papatyalar ayaklar altında. Ama sonbaharda bile bahar neşesini taşıdık yüreğimizde .
Karların erimesiyle kabaran nehirler gibiydik zaman içinde.
Ben senin üstünü örtmedim hiç ince bir battaniye ile kitabın elinde uyuyup kalmışken kanepede.
Kravatını düzeltmedim kapıdan çıkarken “Kendine dikkat et.” deyip emanet etmedim Sahib’ imize.
Sarılmadım boynuna her sabah yeni bir özlemle, kapıyı kapatmadım ardından yüreğime verdiğin söze güvenle.
Biz seninle hiçbir şey yaşamadık aslında.
Ama biz seninle ne çok şey paylaştık bir bakıma:
Oturur sohbet ederdik saatlerce, usanmadan, sıkılmadan gündüzlerde.
Bizi teğet geçer, kurtarırdık dünyayı bir kalemde, ezberlenmiş repliklerle.
Çayımızı yudumlardık sonra, sıcak, muhabbetle demli, tomurcuk kokulu.
Akşamlarda buluşurduk hayali, şiirin sıcağında ısınırdık bir hayli.
Rüyalarda gezinirdik saatler ilerledikçe gecede, anlatırdık sabah olduğunda neşeyle.
Biz seninle ne çok şey paylaştık aslında.
Biz seninle hiç yürümedik el ele sokaklarda, buluşmadık kuytularda.
Ama yürüdük zaman içinde şehirlerden şehirlere.
Durmadık, duramadık durmamız gereken yerde.
Biz seninle hiç yürümedik el ele, gökyaşları yağarken üzerimize .
Bakamadık göz göze, söyleyemedik ekleyerek sözü söze.
Yaşama karşı söyleyemediklerimizi yükleyince sahte kelimelere kalpler daha fazla dayanamadı bu yüke ama göstermedik gözyaşlarımızı birbirimize.
Biz seninle hiçbir şey yaşamadık aslında.
Ama kulak verince yüreğin sesine, duyunca aşkın tik taklarını, sırt sırta verip adımlarımızı uzaklaştık bir çırpıda.
Gerçekler acı gelmişti anladığımızda, sebep oldu korkup kaçmamıza.
Duyulmaz olur derler kalbin çığlıkları kilometreler zamanla girince kolkola. Gözden uzak olan gönülden de uzak olur demişler ya, elveda.
Biz seninle ne çok şey paylaştık aslında.
Sadece aşkın dalgalı denizinden sevginin güvenli sahiline çıkamadık usulca, boğulduk serin sularda.
Biz seninle hiçbir şey yaşamadık aslında.
Sen var mıydın ya da ben neredeydim zamanın kollarında.
Elveda…”

HANDAN GÜLER



12 yorum:

Adsız dedi ki...

güzel yazı.emeğe sağlık...

Adsız dedi ki...

çok hoş

Unknown dedi ki...

teşekkürler vecihi
yeni bir yüzle görmek ne güzel...

Unknown dedi ki...

sağol uçandepik
daha hoşları seni bulsun:))

cem dedi ki...

Ağaçlara isim kazımadıkları isabet olmuş ama saçını dahi okşamadıysa zaten aşk boğulmuş en başında..

Unknown dedi ki...

başlamadan bitmiş demek ki boğularak hem de öyle mi gereksiz adam sen öyle diyorsan öyledir:))

pembedeniz dedi ki...

Aşk kişilere özeldir. Yani bazen herkesin yaptığını yapmamanın içinde gizlidir aşk. Her insan kendine has ise aşklarda çiftlere has olabilir. Ama bunu anlamak için bazen çok zaman geçmesi gerekir.

Unknown dedi ki...

merhaba pembe deniz sizi buralarda görmek ne güzel
çok önemli bir bakış getirmişsin sağol sana katılıyorum
zaman herşeyin ilacı net görebilmemizi bile onunula anlıyoruz

dertsiz_coban dedi ki...

Bu güzel yazıya bende kendi yazdığım bir şiirle teşekkürlerimi sunmak istedim.


BU GECE

Nasıl yalnızım bir bilsen
Görsen şu sefil halimi
Bir anlasan
Duysan ötelerden
Rüzgarlar getirse
Yağmurlar kapını çalsa
Uyandırsa şimşekler
Kalkıp sarılıp bulutlara
Gelsen bu gece
Özlemim dağlarca
Bir tatlı gülüşüne
Sesine, bakışına
Nasıl susamışım bir bilsen
Gelip otursan
Ellerimi avuçlarına alsan
Bana şiirler okusan
Gelsen bu gece sabah olmadan
Korkuyorum karanlıktan
Üşüyorum
Yapayalnız
Kimsesizim
Damarlarımda donmuş kan
Gözlerim yollarda ümitsiz
Kalbim durmuş zaman içinde
Bir ölü gibi
Sensizliğe gömülüyorum
Gelsen diyorum apansız
Güller atsan
Ölmüş duygularımın üstüne
Beni diriltsen
Bir mucize olsa
GELSEN BU GECE....

Dertsiz Çoban

Unknown dedi ki...

hoşgeldin dertsiz çoban emeğine sağlık şiir için
şu mısraya vuruldum mesela
"Sensizliğe gömülüyorum"

ben de kimin olduğunu bilmediğim ama zihnime gelen bir mısrayı yazayım

bir sabah çıkıp gelemez miydin,görmeseydim ölecektim diyemez miydin"

Fatma Beyza BAŞ dedi ki...

Kalemine sağlık. Güzel olmuş ancak
bitişini çok keskin getirmişsin, biraz daha veda fikrine yoğunlaşılsaydı aniden bir rüyadan uyanma hissi vermezdi diye düşünüyorum.

Unknown dedi ki...

öyleydi çünkü bıçak gibiydi hayat kestiği yerden devam ediyorsun kaldığı kadarıyl a yaşamaya fatma...

LinkWithin

Blog Widget by LinkWithin