14 Ocak 2010 Perşembe

AŞK, TEK KİŞİLİK, AŞIK BİR BAŞINA…



http://sensizyildizlarabakamam2.blogspot.com/2010/01/ask-tek-kisilik-asik-bir-basina.html

AŞK, TEK KİŞİLİK, AŞIK BİR BAŞINA…


Aşk tek kişiliktir.

Bir başımıza yaşarız aşk halini. Karşımızdaki asla bilemez içimizin derinliğini.

Kalbe sığamayan duygu nasıl kelimelerin libasına sığdırılabilir ki!

Bizim dışımızdaki herkes hatta aşkımız bile ötekidir aslında.

Kendimizden çıktığımız bir durakta anlatırız bazen aşkımızı öteki olana.

Anladığını zannederiz, anlamayacağını bile bile.

Bunu dileriz çünkü, perdeyi aralayıp baksın isteriz kalbimize.

Bir nefes sunsun acıdan kavrulmuş içimize, ama nafile…

Sadece kalbimizi daha da acıtır ötekinin bilmesi…

Bilip bilmezlikten, görüp görmezlikten gelmesi.

Hatta bazen… Karşılık vermesi… Sadece daha da acıtır içimizi.

Biliriz ki seviyorum dese de hiçbir zaman bizim aşık kalbimize yetişemeyecektir öteki.

Aşığım dese, bu yolun yükü altına girmeyecektir yüreği.

Girse, bir kaç adım sonra oraya yığılacak, geri dönmek isteyecektir gözleri.

Ve bunların hepsi ama hepsi ötekine kalbini açan aşığa daha da acı verecek, incitecektir yaralı yüreğini.

İşte bu yüzden aşk tek kişiliktir.

Paylaşıldığında acısı artar, paylaşılmazsa durmadan kanar.

Sonuçta geriye yanmış ve daha da yalnızlaşmış bir kalp çıkar, aşkla halleşince, aşk dile düşünce.

Neredeyse hiçbir vakit aynı zamanda ve yoğunlukta kesişmez yollar aşk söz konusu olunca.

Hep bir bekleyen vardır, sabahlar çoğu zaman ızdırabın koynunda.

Ve bekleten…Sanki onun etrafında dönmektedir dünya.

Şairin dediği gibi der ötekine bekleyen:

“Ne hasta bekler sabahı, ne taze ölüyü mezar

Ne de şeytan bir günahı seni beklediğim kadar”

Ve uzadıkça yalnızlıkla geçen süre, son noktayı yine şair koyar:

“Geçti, istemem gelmeni, yokluğunda buldum seni

Gelme artık neye yarar” (Necip Fazıl)

İşte böylesi karmakarışık bir duygu çilesidir aşk.

Çözülmesi imkansız, yalnızlığı acıtıcı, birlikteliği sadece hayal kırıklığı getiren bir beladır.

İşte bu yüzden tek kişilikse eğer aşk, en az acıtan şekliyle bizimle beraberdir.

Öyleyse, bu belaya tutulursa yürek ya üstüne basıp kalbin gerçek sahibine vermeli içindeki cevheri ya da altında kalıp aşkın, oracıkta can vermeli, çekilesi değil çünkü aşk çilesi.

Ancak bu iki halde kurtulur kalp, aşkın yükünden, bilmeli.

Bildiklerimizle amel etmeli.

Leyla’dan Mevla’ya geçme faslının zorluğu ve liyakate binaen gelişi gözetilmeli.

Ama o zirvede aşkın acıtıcılığı oranında zevke dönüşeceği vaadi, dünyanın belalı aşkını terk ettirmeli.

Aşk tek kişilik bir yolculuksa eğer, yeryüzünde kaldığımız sürece acı vermeye devam edeceği belli.

Ve eğer, kalbi sükuna erdirecek tek aşk O ise, ortak etmemeli aşka ötekini.

Tek kişilik yaşayıp aşkı, helezonik merdivenin önünde bir başına beklemeli.

Yüreğini kavrayacak “O” aşkın, aşığı bir gün en yukarı almasını dilemeli.

Ötekinin acıtıcı aşkı yerine kalbe inşirah verecek esintiler talep edilmeli.

Belki sadakate binaen açılır bir gün kapılar, ümidi kesmemeli.

HANDAN GÜLER

Kıraç'tan gözyaşı çetesi gitar ...

Gözyaşı çetesi jenerik müziği...harika sözleri ile muhteşem sesten


5 yorum:

Zehra Fındıklı dedi ki...

Çok güzel...

Unknown dedi ki...

sağol zehra okuma ve yorumlama zahmetin için bir haftadır sınavlar sebebiyle blog gezip yorum yazamadım kmseye herkes de elini ayağnı çekti hemen blogdan
:(((
moral oldu yani yorumun sağol

Unknown dedi ki...

pabuççum sana da kızmadım tabi güzel bir nine yapmışsın beni bugünkü yorum telaşın bitince yazıyı okumaya davet ediyorum seni

Adsız dedi ki...

Sözler şiir gibi geldi bana, gerçekten güzel, yalnız tüm bildiği kitaplarda okuduklarımdan ibaret olan ben için fazla ütopik geliyor, aklım almıyor :)) Damdan düşenin halinden ancak damdan düşen anlar, belki de önce benim de düşmem gerek. Allah düşürmesin...

Unknown dedi ki...

valla ruhumun heykeli aşk düşmeyen yarım kalır aşka düşen tamamen yok olur hangisini dilemeli bilmiyorum
Allah kaldırabileceğimiz kadarını versin

LinkWithin

Blog Widget by LinkWithin