7 Mart 2010 Pazar

SELİM İLERİ'NİN DİLİNDEN SAMİHA AYVERDİ...VE Barış Manço'dan BENDEN ÖTE BENDEN ZİYADE...

SELİM İLERİ'NİN DİLİNDEN SAMİHA AYVERDİ

Bu günüm kısalığının keyiflendirdiği bir uçak seyahati ile başladı. Şehir içi hedefime ulaşmam trafik sebebiyle üç saat kadar sürse de, güneş yüzünü saklamak için buluttan peçesini indirse de gökyüzüne İstanbul'da olmamın neşesine halel getiremedi tabi .


Bir de Kubbealtı Akademi'sinde Selim İleri söyleşisine yağmura, trafiğe ve kalabalığa rağmen yetişince güzel günüm çok hoş bir sohbetle taçlandı. Konu SAMİHA AYVERDİ olunca Selim İleri de derin bilgi birikimi ile gönlündeki yazarı, onu tanıma hikayesini, etkilendiği kitaplarını, yazarın edebiyatımızdaki yerini anlatan çok hoş bir söyleşiyle gönüllerimizin kapısını araladı. Söyleşi sonrası tüm mütevazılığı ile imzaladığı kitapları, hoş sohbeti, nazik dilekleriyle genç yaşlı ortamda bulunan tüm dinleyenlerin kalbindeki haklı yerini perçinledi. Büyüklüğün tevazuda olduğunu bir kez daha hal diliyle gösterdi.


Güzel söyleşiden notlar aktarmadan önce orada, başta TELVE olmak üzere unutulmaz programlara imza atan edebiyat aşığı, yapımcı, programcı, Türkçe'yi güzel kullanışı, hayata naif bakışı ile iyi bir deneme yazarı olan değerli insan CİHAD ZAFER'le karşılaşınca bir kaç kelam edemeden geçemedim. T.V.lerde bir daha o ayarda program yapılamadığını, ondan böyle programlar beklediğimizi söyleyince TRT MÜZİK için çekilecek yeni bir programın müjdesini verdi. Ünlü yazarların sevdikleri şarkılar konu edilerek çekilecek bu programın 11 Mart 2010 tarihli çekiminin çok sevgili yazarım SADIK YALSIZUÇANLAR 'la çekileceğini öğrenmem de ikinci bir müjdeydi. Hala pazar günleri TRT 2'de program yapan Cihad Zafer'i takip etmenizi öneririm.

GÖNLÜMDEKİ SAMİHA AYVERDİ söyleşisinden NOTLAR:

Selim İleri, Türk Edebiyatı'nın en ciddi açmazlarından olan ve tarafların biribirine yabancı kalması sonucu hazırladıkları antolojilerde karşı tarafı yok sayan sağ-sol edebiyat ayırımı nedeniyle geç tanıştığı için üzüldüğü bu kıymetli yazarı NEZİHE ARAZ hanımefendinin vasıtasıyla tanımış ve öyle etkilenmiş ki geniş külliyatının neredeyse tamamını edinip okumuş. Böylece sanatta içselleştirilen hatta günümüzde de devam eden bu ayrımcılığın getirdiği yarım kalmışlıktan bu eserlerin güzelliği ile kurtulmuş.Bundan sonra okuduğu eserleri sağ-sol etiketi yerine nitelik açısından değerlendirmiş.

Sırf bu sebeplerle antolojilere alınmayan yazarın asli eserlerini 1930'larda tamamlamış olduğu halde Edebiyat eğitimi içinde kendisine yer verilmediğinden Selim İleri ve sonraki nesillerin bu kıymeti tanımadan yetiştiklerini hala da günümüz eğitiminde hakkettiği değere kavuşamadığını belirttilen yazar kimi eserlerden etkileyici parçalar sundu bizlere söyleşisinde.


Selim İleri'inin en çok etkilendiği eserler arasında ;
İBRAHİM EFENDİ KONAĞI(İstanbul'dan insan manzaralarının sunulduğu bu eser ilk okuduğu kitapmış),

YUSUFÇUK, (şiirimsi bir roman kıvamında olan eşsiz bir eser)

BOĞAZİÇİNDE TARİH ( gerçek bir kült eser olarak ele alınmalı ve edebiyatımızda yanına ancak Tanpınar'ın BEŞ ŞEHİR'i konmalı diyor) ,

OSMANLI MEDENİYETİNİN ASILLARI,

EDEBİ VE MANEVİ DÜNYASI İÇİNDE FATİH (F.S.Mehmet'in dünyayı bir bütün olarak görmesini ve ve fethettiği şehrin emanetlerine saygısını insani boyutuyla anlatır.Oysa Reşat Ekrem bizlere tarihi sevdirse de sadece kazanılan zaferler açısından bakarken Ayverdi, karşı tarafı da irdelemiş ve insani boyutu edebi bir zerafet içinde aktarmıştır),

MÜLAKATLAR (dünyada örneği bulunmayan ve kıymeti çok olan bu kitabın üzerine roman yazılmalı diyen Selim İleri eserin mutlaka okunması gerektiğini ifade etmiştir) ,

BİR DÜNYADAN BİR DÜNYAYA (adlı eserde ısrarlar üzerine kendinden haberler verir, bilir ki hiçbir yazarın hayatı gizli kalmaz ancak o burada da mesafelidir, fotograflarında da hissedilen bu sınırı hep korumuştur)

İstanbul geceleri,

Samiha Ayverdiden Mektuplar da keyifle okuduğu eserler arasında imiş.Özellikle bu eserde siyaset büyüklerine yıllar boyu yazdığı mektuplarla ülke gençliğinin kültürün çökmesi ve dayatma kültürlere kapılacağı endişelerini aktarmış kimi zaman hiç cevap alamasa da bu millet derdiyle dertlenme çabasından vazgeçmemiştir.Şimdilerde hiç bir edebiyatçının bu tür kaygılarla yetkililere yönelmemesinin yazarın farkını ortaya koyduğu da bir gerçektir.   

Selim İleri, Samiha Ayverdi'nin başta Yusufçuk olmak üzere yazdıklarının türü konusundaki sorulara  "Yazı bana değil ben yazıya tabiyim, ne olursa o yazılıyor" diyerek cevap verdiğini de ekledikten sonra günümüz insanının SAHTE SATIŞ LİSTELERİ İLE DAYATILAN POPÜLERİTE PEŞİNDE KOŞAN, EGOSU YÜKSEK ESERİ BOŞ KİTAPLARLA VAKİT HARCAMAKTANSA EDEBİYATIN GERÇEK ESERLERİNE DÖNEREK BAŞTA SAMİHA AYVERDİ' yi okumasını tavsiye etti.

On yaşında çocuktan gence, seksen yaşındaki dinleyicilerden üniversite öğrencilerine kadar değişik yaş ve bakış açısına sahip salonun ağzına kadar dolu olduğunu, oturanların iki katı kadar da ayakta izleyici olduğunu (ben de onlardandım:))) bir buçuk saate yakın süren söyleşiden kimsenin sonuna kadar ayrılmadığını, iki yazarın da satışa sunulan eserlerinin bittiğini, vakıfça çay ve simit ikramında bulunulduğunu eklemeden geçemeyeceğim.

Söyleşi sonrası Çemberlitaş'taki Kubbealtı akademisinden çıkıp hafif hafif atıştıran karla karışık yağmur altında şemsiyemi açmadan Sultanahmet'e doğru yürürken akşam ezanı bir günün daha yerini geceye bıraktığını haykırıyor, içimi az önce aldığım MÜLAKATLAR adlı eseri okuma heyecanı kaplarken, yüzümü sıcak bir tebessüm sarıyordu.  


HANDAN GÜLER

Barış Manço'dan BENDEN ÖTE BENDEN ZİYADE

6 yorum:

öykü dedi ki...

Ne guzel
bılgı dolu aydınlatıcı satırlar
Paylastıgın ıcın cok tşkler sevgılı Bahar

mai dedi ki...

hayat koşturmacasından bu güzelliklere yeterli vakti ayıramayan biri olarak,
gönüle umut dolduran bu sıcacık satırları bizimle paylaştığın için teşekkürler bahar...
kalemine sağlık...

Unknown dedi ki...

öykücüm teşekkür ederim öğrendiğimiz ama paylaşmadığımız şeyleri beyin geridönüşüm kutusuna yolluyormuş hatta ne kadar kısa sürede aktarımda bulunursak ilk öğrendiğimiz detaylı şekilde aklımıza yerleşiyormuş eğer süre uzarsa o oranda unutuluyormuş

Unknown dedi ki...

maicim ben teşekkür ederim gönül ister ki, hepimiz geniş zamanlarda sevdiğimiz şeyleri okuyalım paylaşalım ama hayat kısa sanat uzun ve geniş zamanlar hiçbir zaman gelmeyecek o yüzden kısa kısa da olsa böyle paylaşımlarla haytı yakalamaya çalışıyoruz

Unknown dedi ki...

Bilgilendirici önemli ve güzel paylaşımdı.Teşekkür ederim payşlaşımınıza.

Unknown dedi ki...

merhaba süleyman
öncelikle hoşgeldin
faydalı bir paylaşım olmasına ve daha da önemlisi okunup farkedilmesine sevindim yorum yazma nezaketiniz için ayrıca teşekkürler devamını beklerim:))

LinkWithin

Blog Widget by LinkWithin